DAMLLAMA SESLİ HOHBETTE HOŞ GELDİNİZZ

   
  DAMLLAM
  Şiirlerim
 

 

Gitme Zamanı

Üç kez çalmıyor artık postacı kapıyı
Bir toz duman da yok varoşlardan yükselen
Son çiçekçi terk etti bu kenti
Sen durmadan bir hıçkırığa tutunuyorsun
Gözyaşınla suluyorsun içindeki kaktüsü
İçi patlamış bu kentin
Hançerlenmiş bağırsak gibi kokuyor

Duyuyorum, ağır ağır atıyor adımını
Evet gelen o sevgilim, gelen, gitme zamanı

Ya denize koşuyor damlalar, ya dağlara
Artık yağmur düşmüyor bu kente
Çeviren yok umut sokağında kum saatini
İnanmıyorum mevsimlerin tükendiğine de
Hepsi dönüp dönüp geliyor geri
Tükenen biziz oysa zamanın kollarında

Sarıyor bizi hüzne açılan kucağı
Sarıyor bizi sevgilim, gitme zamanı

Konuşmanın yetmediği yerdeyiz şimdi
Anlatımın çıkmaz sokağında yani
Ha diyorum ki unutmadan, bir de kendine anlat
Ya da dinle tutabilirsen, salkımsöğüdün dallarıyla
Oynaşan rüzgârda, yapraklarda çırpınan sesimi
Ve bir türkü sıkıştır dudak kıvrımlarına

Buklendeki gül gibi, hani o sarı...
Sarardı gülün rengi, sevgilim, gitme zamanı

Gün gelir bu aşk rüzgârla dokunur tenine
Ve sen unutulmaz olursun
Aşkın acı bir gülümseme olur yüzümde
Yüzümdeki gülümseme bir acı..
Bir şey var ki kalbimin kapısına dayandı

Tepeye dikilmiş gün salıyor selamını
Gözü ufukta günün, sevgilim, gitme zamanı

Kar dediğin gün beyazı, kahır yağdı başıma
Sevince veda dedim, kederle uyumsuzum
Dökülsün döküldüğü kadar saçlarım
Savrulsun ömrüm
Dönüp toplarsam namussuzum

Eşiniyor huysuz doru, vuruyor ayaklarını
Yol istiyor sevgilim, bu yol, gitme zamanı

Kalamıyorum, oturamıyorum bir yerde
Kıvranıp duruyorum aşkın ekseninde ve acının
Bitsin diyorum, bitsin sözün düştüğü yerde
Zamanın kalbinden uzanan bu zincirin halkası
Ve başlıyor bitiş dönülmezliğine
Sevişmeyle dolduruyoruz günü
Öpüşme oluyor adı zamanın
Yıldızların ve güneşin yeniden doğması oluyor

Doyuyor, yoruluyoruz; çevriliyor kapının tokmağı
Gitme zamanı sevgilim, gelen, gitme zamanı


BİR DİLİM AY

Bir dilim ay, kıpkırmızı bir dilim ay
İstemli bir dilim ay, yanıp sönesi
Vapur olsam varasım gelir
Onca gecenin içinde
Hem de sümbülsü mavi
Bir dilim ay
Oldukça puslu hem de
Bir bardak su gibi
İçip kanasım gelir

Şarkıları asarız da
Yediveren gülleri gibi baharımıza
Nedense hem İsa öncesi hem İsa sonrası
Camgöbeğinden bir dilim ay
Renk değiştirir durmadan akşamımıza

İnce bir bıçak çıkarır
Yorgun bir ses gibi dağılmasından
Okyanusa yağan karın yüzüne
Senin yüzüne, benim yüzüme
Bir dilim ay kılıç gibi
Üstüne kapanasım gelir


 
  Bugün 1 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!